Çocuk Edebiyatına dair - Mektup Edebiyatı - Elif Yavaş
"Çocukken en çok sevdiğiniz “çocuk romanı” hangisiydi? Yıllarca unutamayıp tesirinde kaldığınız güzel kitaplar oldu mu? Dünya klasikleri ve Türk Edebiyatı serisini zevkle okuyanınız var mı? “Çocuk edebiyatı” denilince aslında dar bir alandan ziyade çok geniş yorumlar kaleme alınmalıdır. “9-14 yaş” düzeyi için yazılmış çocuk romanlarını dikkatle takip etmek gerek Çocukken Gülten Dayıoğlu’nun çocuk romanları ile büyümüş biriyim. İlkokulda Nasreddin Hoca Fıkraları serisi, Keloğlan Masalları, Binbir Gece Masalları, Halk Masalları, Türk Edebiyatımızdaki yazarlarımızın ünlü hikâye kitapları, tekerlemeler, çocuk şiirleri, bilmeceler, çizgi film karikatürleri, çocuk ilahileri benim dünyamdaydı. Bu yüzden midir bilmem, hayallerim hep masal gibi saf kaldı. Ortaokul dönemim Gülten Dayıoğlu’nun çocuk romanları serisini, dünya edebiyatı kitaplarını okuyarak geçmişti. 1990’lı yıllar ve 2000’li yılların başında işte bu kadın yazarımızın tüm çocuk romanlarını severek tamamlamıştım. Uludağ Üniversitesi (Bursa) lisans eğitimi dönemimde TÜYAP Bursa Kitap Fuarı’nda o güzel hanımefendiyle tanışma, sohbet edip hatıra fotoğraf çekilebilme fırsatını yakalamıştım.
Bazen bir yazar, bir kitap bile sizi olağanüstü değiştirebilir. Ortaokul ve lise dönemimde okuyup tamamladığım, Gülten Dayıoğlu’nun o 14 adet romanı hâlen hafızamdadır. Yeni basılan son dönem çocuk kitapları bile olsa üniversite yıllarımda vakit bulunca yine yazarımızın taze eserlerini elime almışımdır. Fadiş, Dört Kardeştiler, Suna’nın Serçeleri, Yurdumu Özledim, Ben Büyüyünce, Dünya Çocukların Olsa, Akıllı Pireler, Işın Çağı Çocukları, Ölümsüz Ece, Parbat Dağı’nın Esrarı, Midos Kartalının Gözleri, Tuna’dan Uçan Kuş, Gökyüzünde Mor Bulutlar, Ganga şahane eserlerdi. Ortaokul dönemimde okuduğum “Fadiş” romanını sonrasında da yeniden okudum ve sanırım bu eseri toplamda dört kez bitirdim. Hani olur ya bazen dilinize bir türkü takılır yahut kalbinize bir insan girer de sonsuza dek çıkamaz. İşte ölümsüz kitaplar da böyledir vesselam. Ganga, Ölümsüz Ece kitaplarında nasıl da dünyalı olmaktan çıkıp arkeolojiye ve gökbilimine merak sarmıştım. Dört Kardeştiler isimli romanda hafiften gözyaşlarım akmış olabilir.
Ruhumuzu güzel gıdalarla beslersek asla pişman olmayız. 10 yaşımda okuyup bitirdiğim bir kitabı 25. yaşımı doldurduktan sonra dahi ana karakterleriyle anımsarım. Bazen aradan yarım asır geçer, bir bakarsınız ki sanki roman kahramanları yanımızda geziniyorlar. Dilimizde küfür yerine duanın var olması, beynimize bilgi ve sevginin ev sahibi oluşu hiç de azımsanmayacak bir hazdır. Çocuk edebiyatına dair yazılan, bu alanda çalışmalar yapılan, başka dillerden tercüme edilen her bir makale itinayla incelenmelidir. Yetişkin düzeyinden ziyade çocuklara dair roman yazabilmek pürdikkat bir çalışmayı gerektirir. Keza yanlış, seviyesiz, argo dilde, edebî olmayan havada kaleme alınan bir eser çocuklarımızı ömür boyu etkisi altına alır. Çocuk edebiyatına dair yazılar kaleme alalım ki yavrularımızın masum hayallerine dokunabilelim öncelikle."
Bazen bir yazar, bir kitap bile sizi olağanüstü değiştirebilir. Ortaokul ve lise dönemimde okuyup tamamladığım, Gülten Dayıoğlu’nun o 14 adet romanı hâlen hafızamdadır. Yeni basılan son dönem çocuk kitapları bile olsa üniversite yıllarımda vakit bulunca yine yazarımızın taze eserlerini elime almışımdır. Fadiş, Dört Kardeştiler, Suna’nın Serçeleri, Yurdumu Özledim, Ben Büyüyünce, Dünya Çocukların Olsa, Akıllı Pireler, Işın Çağı Çocukları, Ölümsüz Ece, Parbat Dağı’nın Esrarı, Midos Kartalının Gözleri, Tuna’dan Uçan Kuş, Gökyüzünde Mor Bulutlar, Ganga şahane eserlerdi. Ortaokul dönemimde okuduğum “Fadiş” romanını sonrasında da yeniden okudum ve sanırım bu eseri toplamda dört kez bitirdim. Hani olur ya bazen dilinize bir türkü takılır yahut kalbinize bir insan girer de sonsuza dek çıkamaz. İşte ölümsüz kitaplar da böyledir vesselam. Ganga, Ölümsüz Ece kitaplarında nasıl da dünyalı olmaktan çıkıp arkeolojiye ve gökbilimine merak sarmıştım. Dört Kardeştiler isimli romanda hafiften gözyaşlarım akmış olabilir.
Ruhumuzu güzel gıdalarla beslersek asla pişman olmayız. 10 yaşımda okuyup bitirdiğim bir kitabı 25. yaşımı doldurduktan sonra dahi ana karakterleriyle anımsarım. Bazen aradan yarım asır geçer, bir bakarsınız ki sanki roman kahramanları yanımızda geziniyorlar. Dilimizde küfür yerine duanın var olması, beynimize bilgi ve sevginin ev sahibi oluşu hiç de azımsanmayacak bir hazdır. Çocuk edebiyatına dair yazılan, bu alanda çalışmalar yapılan, başka dillerden tercüme edilen her bir makale itinayla incelenmelidir. Yetişkin düzeyinden ziyade çocuklara dair roman yazabilmek pürdikkat bir çalışmayı gerektirir. Keza yanlış, seviyesiz, argo dilde, edebî olmayan havada kaleme alınan bir eser çocuklarımızı ömür boyu etkisi altına alır. Çocuk edebiyatına dair yazılar kaleme alalım ki yavrularımızın masum hayallerine dokunabilelim öncelikle."